Abdussamet Ayan
Ziraat Mühendisi
Tarım ve Toprak
Tarımda geleceği ancak planlama ve sürdürülebilir tarım ile inşa edebiliriz. Günümüzde önemi daha çok anlaşılan tarımın geleceğini yönetmek için kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar yapmak mecburiyetindeyiz. Eğer bunu yapmazsak gıda ve sosyal güvenliğimiz tehlikeye girebilir. Bunun için şu anda bile çok geç kalmış durumdayız. Ancak zararın neresinden dönersek kardır anlayışı ile hareket ederek, doğru planlamayla ve sürdürülebilir tarımı gaye edinerek yola koyulmalıyız. Toprak, tarımın ana kalemidir. Topraklarımıza ne kadar iyi bakarsak o kadar uzak geleceği yorumlayabilir, yön tayin edebiliriz. Toprakları, gelecek neslin emaneti gibi görmemiz ve bu emanete sahip çıkmamız gerekir. Peki topraklara nasıl sahip çıkılır? Öncelikle toprakları amacının dışında kullanmamayla işe başlayabiliriz. Devamında toprakları doğru kullanarak devam edebiliriz. Doğru kullanmaktan kastım; toprağımızı tanımak, onun ne istediğini bilmek, ona göre gerekli müdahaleleri yapmaktır. Günümüzde görülen en önemli toprak eksikliklerinden biri ve en önemlisi organik madde noksanlığıdır. Organik madde, toprağın canıdır, kanıdır. Organik madde olmadan toprak çıplaktır. Çabuk ısınıp, çabuk soğur. Bu da bitkilerin strese girmesine sebep olur. Toprakta, takviye ettiğimiz ve bünyesinde var olan besinler barınamaz, tutunamaz ve bitkiye transfer edilemez. Dolayısıyla kültür bitkimiz cılız kalır, eksik büyür, erken ölür ve dolayısıyla verim vermez. Tarımda bir şeyler yapmak istiyorsak; maksimum kazanç, dünyada tarımsal hâsılada yüksek getiri ve ihracatta liderlik bekliyorsak buna toprak yönetimiyle başlamak mecburiyetindeyiz. Bununda başlangıcıysa organik maddeyi korumak, mümkünse artırmaktır.
Organik madde erozyonu önler, toprağın su tutma kapasitesini artırır, toprağı sıcak tutar ve toprak canlılığını artırır. Peki organik maddeyi nasıl koruyabiliriz ve artırabiliriz. Organik maddeyi korumak için derin toprak işlemekten kaçınmalıyız. Azaltılmış toprak işleme, olmazsa olmazlarımızdan… Organik maddeyi artırmak günümüzde biraz zor birdurum ancak imkânsız değildir. İmkânı olan çiftçilerimiz hayvansal atıklarını tam fermente ederek, devletimizin yeşil gübrelemeyi teşvik etmesiyle bu sorunun önüne geçeceğimizi düşünüyorum. Yaklaşık on yıldır geliştirilen ve üretilen, içinde hem organik madde hem de bitki besin elementleri ihtiva eden organomineral gübrelerin satışı yapılmaktadır. Bu gübrelere de kullanımda ağırlık vermeliyiz. Bunları sabırla kullandığımızda ileriki yıllarda bize neler kazandırdığını rahatlıkla göreceğiz. Ancak burada bayilere, firmalara ve devletimize büyük görev düşüyor. Bayi ve firmaların mümkün olduğunca bu gübreleri makul seviyede karlılıkla satmaları, devletimizin de en iyi şekilde desteklemesi gerekmektedir. Başta da söylediğim gibi bunun için geç kaldık, ancak bu hatadan dönmeliyiz. Yoksa topraklarımız bitmek üzere…